Şehirden köye göç kanalından bahsediyorsunuz sanırım
youtu.be

Bu değil maalesef, kendini göstermiyordu, tavukları bahçeyi vs gösterip konuşuyordu. Biraz daha amatör bir kanaldı.

Youtube demişsiniz ama, Instagramdaki @gezenoglak olabilir mi?

eksisozluk.com
www.youtube.com
www.youtube.com

airalo uygulamasını ve planlarını inceleyin. 1 haftalık 1gb interneti 5 dolar gibi bir şeydi en son. farklı paketler de mevcut. üsküp ve kosova farklı ülke gruplarına dahil uygulama içinde, o yüzden sizin biraz daha pahalı olan global paketi almanız gerekebilir. uygulamayı inceleyince sorularınızın cevabını alacaksınız. ancak ülke değiştirecekseniz türk telekomun paketi uygun olmuyor. çünkü örneğin 1 günlük kullanım 240 lira gibi bir şey. ama ülke değiştirince 2 kez kullanmış sayılıyorsunuz.

Airalo çok pahalı gibi, daha uygun fiyatlı çözüm önerisi var mıdır acaba?

Free on board; özetle gemiye yüklendikten sonrasına karışmayız, shipping + tax + insurance size ait olur.

Maliyetinden çok iş yükü olarak, gemide nakliye ya da gümrük için benim temsilcimin orada olması gerekmez değil mi?

Bir adat forwarder bulacaksiniz, kendisine fob hangi limansa söyleyeceksiniz.
O firma size fiyat verecek.
Buradaki olay origin maliyetleri saticida ve limana getirme maliyeti de onda. Burayı koordinasyon gerekecek.

Yok bunlar çok karışık geliyorsa ddp ya da cpt fiyat isteyin ama tuzlu çıkabilir.

Origin duties vs satıcıda. Sizin kısım gemiye yuklendikten sonrası.
Incoterm 2020 fob diye aratirsaniz daha detayli açıklamalar çıkar.

ihracat ona ait, senin orada firman yoksa zaten gümrükçün de olmaz. gümrükle ilgisi yok yani sadece navlun sana ait, navlunu yapana sigortayı da yaptırabilirsin ufak bir rakam çıkar zaten. burada ithalat bitince antrepodan araç tutup aldıracaksın onun için de buradaki gümrükçün yardımcı olabilir. Onelog iyidir parsiyel Çin navlunlarında.

KAN tahlili yaptırıp TSH değerinizi öğrenin. Yüksekse tedavi olmadan geçmez o kabızlık.

Duphalac. Sizi tuvalete çıkartana değin dozunu arttırabildiğiniz bir ilaç. Tamamen zararsız ve bağımlilik yapmıyor. Tadı iğrenç gelirse (baklava şerbeti gibi şekerli) çay, kahve, süt, ayran, kefir, meyve suyu vs. gibi bir içeceğe de katabilitsiniz.

Duphalac zoruyla da olsa her gün tuvalete çıkacaksınız. Ve her gün yemekten evvel bir iki kaşık buğday kepeği (bazı marketlerde var nuhun ankara marka) tüketeceksiniz bol bol su ile...

Bu ikili yardımıyla bir ay kırk gün gibi her gün tuvalete çıkmaya alışınca bağırsaklar terbiye oluyor ve her gün tuvalete gidiyorsunuz...

En az 6 ay Probiyotik kullan da bağırsak floran bir düzene girsin. Özellikle Enterococcus faecium içeren bir probiyotik hem ishali keser hem kabızlığı düzenler.

A101den fıstık ezmesi alıp üst kısmından cıvık kıvamlı yerinden 1-2 kaşık alırsan fayda görebilirsin.

İshal olanlar için de aynı fıstık ezmesinin dibindeki katı bölgeyi tavsiye ederim.
Şikayetiniz yoksa güzelce karıştırıp yiyebilirsiniz

ilaç olarak duphalac +1 ama sürekli devam eden bir sorunsa bunu çözmeniz muhtemelen beslenmenize dayanacak. bol bol su tüketmeye dikkat edin. gluten hassasiyetiniz varsa tetikliyor olabilir. lifli, sulu gıdalar yemeye bakın. işlenmiş ve paket gıdalardan alabildiğine uzak durun.

bir kür tarifi var: incirleri üçe dörde bölüp zeytinyağına basıp kavanozda bir gece bekleteceksiniz. sabahları aç karnına tüketmeniz gerekiyor. bana yardımcı olmuştu.

bunun dışında kabızlık, şişkinlik gibi şikayetler yaşadığım bir dönemde doktora gitmiştim ve ibs tanısı konmuştu. ilaç tedavisi işe yaramıştı ama ara ara zorladığı oluyor hala. bağırsak florasını düzene sokmak +1 ibs tanısı koyulsa da koyulmasa da önemli. devam ettiği takdirde muhakkak doktora görünün derim. geçmiş olsun.

Bu çay kesinlikle. Aktarlarda da satılıyor.
www.trendyol.com

sabah - aç karnına önce sıcak sayılabilecek kadar ılık su akabinde çok soğuk olmayan serin su.
sabah - kahvaltı sonrası 1 yemek kaşığı zeytinyağı shot.
öğlen - duphalac
akşam yemeği - emzirmiyorsanız; bir kase ev yoğurduna bir tepeleme çay kaşığı keten tohumu.
gece yatarken - bol su ve bağırsak zaten fokur fokur

ertesi sabah- sıçış.

her gün 5 hünnap+5kuru kayısı +5 diyet hurma. Ganlük beslenmeye yoğurt ve yeşilliği dahil edin.
Kendi tecrübe ve yorumum: sorun posasız şeyler yemek değil (aylar-yıllarca bol yeşillik yemiştim), barsak motilite azalması/kaybı. barsakları zorla hareket ettirecek (hünnap, kayısı, hurma) şeyler ve içerisini dolduracak (yeşillik) posalı şeyler tüketin.
Sorun devam ederse ekşiden ulaşın

bunun bir cok nedeni olabilir, kaynagini bulmak gerekir ama rahatlatmak amaciyla yapabieceginiz seyler var.
- magnezyum - sitrat formu ozellikle tuvalete cikmak icindir. ya sadece bu formu ya da icinde bu form da olan bir complexi gece yatmadan icin
- contipass --- icerdekileri yumusatir. pahali bir seydir yalniz.
- cig kabak cekirdegi yagi (eczanelerde var). kabak cekirdegi cok ise yariyor bu durumlarda. yagi da var. sabahlari 1 kasik rahatlatiyor.
- bagirsak sagligi icin duzenli probiotik. laktozsuz olanlari da var.
- kuru erik. 3-4 tane uzerine su.
- kuru kayisi. aksamdan suya yatirin sabah suyuyla birlikte tuketin.
- karniyarik otu (pisilyum) suda bekleyince jellesiyor. glutensiz ekmek yapiminda falan da kullaniliyor. kabizliga iyi geliyor.
- hareket edin. cok fark ediyor.

uzun sure cektim, halen de duzensizlikten cekiyorum. bunlar benim yaptigim ve faydasini gordugum seyler. sanirim en cok faydayi magnezyumdan goruyorum. (ocean extramag 2 adet kullaniyorum ben)

gecmis olsun.

Doğadan kayısı çayı
Tuvalette otururken ayaklarının altına tabure koymak

o kadar da değil. tatilde bile olsa salmıyor hiçbir futbolcu 30 yaşındayken.

fiziği zaten iyi, yeteneği de var. üstüne biraz formda olunca türkiye'de şov yapıyor tabii ki ama avrupa'da zorlanabilir.

örnek wout weghorst.

burak yılmaz örneğini vereyim, adam sürekli çalışır ama yaşam tarzı net kro.

mesela james madison şu an tottenhamda açıp bir instagramına bakın, gösteriş budalası bir furbolcu. ama çok çalışkan vb.

icardinin fizik, teknik tecrübe yönünden bir sıkıntısı bence yok. adam psgde 2019 2020 şl finali, barcelona u16 alt yapı adamda daha ne tecrübesi olsun.

adam zaten kaliteli. antremanlarında sıkıntı yoksa, tekniği zaten mevcut.

Ateyizler ne der bilmiyorum ama bizim orada aklımızın ermediği yeteneklere "Allah vergisi" deriz.

C. Ronaldo ile bir belgeselde basit 1-2 açıklama yapmışlardı. Sıradan bir futbolcu iki savunmacı arasında debelenirken, gözlerinin odaklanmasından beyninin algılanmasına kadar her tepkisi Ronaldo dan daha farklıydı. Messi'nin sahada gördüğü ile bizim gördüğümüz muhtemelen aynı değil.
Ben futbol oynarken topu görür göz kararı hava topuna çıkardım, bazen denk gelir kafa vururdum bazen iskalardim. Çünkü hem havaya zıplayıp hem topu takip edemezdim. Bu adam ediyor işte bu Allah vergisi yetenek bence.

zaten yetenekli bir adam. bu doğuştan geliyor. bir de üstüne barcelona alt yapısından çıkmış. bunun da üstüne gelişimini serie a'da gol kralı olarak tamamlamış.

Yetenek +1 fakat oynadığı oyundan acayip keyif alıyor. Bu çok önemli bence hırs, arzu zaten insanı bazen strese sokar ama bu başka bişi keyif

Adamda teknik zaten var. teknik, içgüdü ve futbol zekasıyla birleşince ortaya bu adam çıkıyor. Biri eksik olunca ortaya emre mor gibi bal yapmayan arı çıkıyor. Bu hafta sonu oynanan Trabzon maçinda mesela kaçırdığı bir pozisyon vardı, önce sol bacağiyla uzun bir adım atıp savunmaciyi ekarte etti aynı anda da sol ayağını destek ayağı olarak kullanıp sağ ayağıyla şut attı. Ben mi abartmıyorum bilmiyorum ama bana çok zekice geldi.

Bu arkadasimiz zaten çok iyi bir futbolcu, adama Batuhan Karadeniz muamelesi yapmaya gerek yok =d su an gs'de sahadaki adamlari toplayan, sahada karakter koyan ve bir nevi kaptan gibi davranan adam. Ki bu adamin yaşadığı problemler de hiçbir zaman "kilolu, calismiyor" vs diye olmadı.

Ki nasıl adamsa alkollü atıyor kilolu atıyor, adam atiyor ve üstüne oynatiyor, yıkılmiyor.

biri digerine otomatikman engel degil cunku.

Özel hayatı bu kadar çalkantılı olduğundan bu ligde.

Sakalın gürlüğüne göre değişmekle birlikte Mach3'ün tıkanma probleminin çok az olduğunu düşünüyorum. Proglide olsa da kullanmaya devam etmedim nedense mach3'ten devam ediyorum. Fakat bazı yerlerden ikinci kez geçmem gerekiyor sinekkaydı traş için. Proglide denerim bu akşam, bu sorunu çözüyor mu bakıp tekrar yazarım olmadı.

Mach3 sinek kaydı kesiyor. Ben sinek kaydı tıraş olacağımda ustura ve normal tek jiletli bıçak kullanıyorum ama mach3 bence oldukça yeterli. Hem kolayca kayıp gidiyor hem de temiz iş yapıyor. İki dakikada tak tak. Proglide'ı bilmiyorum ama iki katı para verecek ne avantaj sunabilir tahayyül edemiyorum. Mach3'te en sevmediğim şey şu kaygan bantın çabuk işlevsizleşmesi.

Her gün oluyorsanız mach 3 de başarılı sonuç verir.

Ben bunların hepsini denedim. Hala inanması güç geliyor ama Gillette blue 3 milli takım serisi olan bıçaklardan aldım en son. En az tahriş edeni ve sakalı en temiz alanı o çıktı. 1 bıçağı 2 aydan uzun kullanıyorum üstelik.
Tek dikkat ettiğim şey, haftasonu 2-4 gün sakalı uzattıysam başka bıçakla kesiyorum.

isterye 20 bıçaklı olsun, hiç bir tıraş tek jiletle veya ustura ile tıraş kadar performans vermez. Ayrıca en sağlıklı tıraş ta tek
jilet ile olandır.

Normalde usturayla traş olan bir bünye olarak bence de blue 3 gayet yeterli.

yakın zamanda ankarada güvendiğim bir diş hekimi bana 7500 vida + 1500 diş porseleni için toplam 9000 fiyat verdi. dolar 21.5 idi o zaman

Iki sene önce aynı paraya yaptırmıştım

Markasına göre değişiyor implantlar. Alman, Çin, İsviçre ve Türk firmaları genelde kullanılanlar. En iyisi ve uzun ömürlüsü Alman ve İsviçre firması oluyor. En uygunu Türk firması oluyor ama kalite olarak kötü değil. Yabancılar dövizle olduğundan sürekli artar fiyatları. Uygun istiyorsanız yerli firmanın implantını yapan bir doktor bulun ona yaptırın.
Yerli olan bildiğim iyi marka İmplance var. Belki bulunduğunuz şehirde bu markanın temsilcisine ulaşıp doktor önerisi alabilirsiniz.

Yerli 5000 ithal 500 Euro fiyat aldim

Aracınız olmayacaksa çarşıda kongre müzesi var muzekartla girebilirsiniz. Hemen karşısında medrese ve çifte minare vb yerler var. Çay icerken seyyar simit satan çocuklardan taze simit alıp yiyebilirsiniz.
Kirli ahmette köfte yenebilir.
Birde aynı meydanda ufak bir kaç sokaktan ibaret çarşı var turlarsınız. Günü böyle bitirebilirsiniz.

mis kebap

@anlamsız geliyor mis kebap kapandı diye duymuştum, duruyor mu hala?

çerkezin kahvesi var, orayı çok beğendim. otantik bir mekan, kahvesi de çok güzel. sabahları fırınlarda kelle pişiriyorlar, çok methini duymuştum ama çok erken saatte bitiyormuş, yetişip yiyemedim. severseniz onu deneyin. paşabahçede katmer yiyin.

@mustafakesekci çalışanları yeniden açtı diye biliyorum

Havaların ısınması, sıcaklama

Güneşin etkisi. Güneş vücudunu uyandıracak hormonların salgılanmasını sağlıyor. 5 de hava aydınlandığı için de vücut yavaştan uyanmaya başlıyor. Uyanmasa bile aşırı kalitesiz uyuyor hava aydınlandıktan sonra.

sıcak
günün erken ağarması ve geç kararması

gün ışığını çok alan bir yerde uyuyorsundur. gün ışığı olunca insan farkına varmadan hem daha az uyuyor hem de daha az yorgunluk hissediyor.

Sıcak ama daha ziyade melatonin
Vücudumuzda uyku kalitesini ve döngüsünü düzenleyen ve doğal olarak salgılanan melatonin hormonu var. Uyku kalitesi düşük olanlara dışarıdan takviye olarak verilir.
Melatonin sadece karanlıkta salgılanır, ama perdeleri sımsıkı kapattım uyku gözlüğü taktım karanlığı değil, gün ışığının olmadığı gece karanlığında. Yazın güneş geç batıyor ve erken doğuyor, dolayısıyla gün ışığı daha uzun süre mevcut oluyor ve gece karanlığı olmadığı için doğal melatonin hormonunun salgılayacak tetikleyici faktörün süresi çok kısa oluyor, bu yüzden yaşın daha kısa uyuyoruz.

Yataktan çıkamamak konusunda şu da var;
Kışın sabah kalkınca, duş almak eziyet, kurumak ayrı eziyet, kazak giy mont giy hepsi zor geliyor. Dışarısı zaten buz gibi. Sıcacık yatağı terk etmek daha zor geliyor.


Yazın ise zıplıyorsun duş+kahvaltı+ giyinip dışarı çıkmak 30 dakika sürmüyor.

paran varsa su an devlet, belediye destekli her toplu konut seyi mantikli. bu paralara ona benzer bir proje bulamazsin bence.

Toplam ödeme 5 küsur milyon oluyor sanırım.
Ara ödemeler olmadan 15 yılda geri ödeme olsaydı belki daha makul olurdu.
Peşinatı ikiye bölüp 12. ay ara ödemesi gibi düşünün 260 bin TL ilk 4 yıl boyunca eklenecek mantıken. O da aylık 20.000 lira yapıyor.
Yukarıya yazdığınız tablodaki ara ödemeleri silin ve ilk 4 yılın taksitlerini 20'şer bin lira fazla yazın bir daha bakın.

Ama alınır mı alınmaz mı sorusunun cevabını şöyle vermek lazım, burası dursunköy'de yani Arnavutköy'de yaklaşık 20-25 dakika uzaklıkta. Arnavutköy'de en merkezi yere bile 45 dakika ile 1 saat uzaklığında yani merkeze bir buçuk saat uzaklıkta olacak.
Sizin için İstanbul'un merkezi sayabileceğiniz yerlere bir buçuk saat uzaklıkta 2+1 projeden alabileceğiniz evlerin banka kredisi ile size aylık maliyetini ve toplam maliyetini de çıkarabilirseniz bu şekilde hangisi daha mantıklı görmüş olursunuz.

Ya ben yazarken arkadaş mantıklı bir cevap da vermiş. İşin devlet boyutunda durumlar o kadar karışık ki, ödeyemediğiniz yerde af gelebilir erteleme gelebilir yapılandırma gelebilir. Bunu da göz önüne almak lazım.

yatırımlık mantıklı olmayabilir, özellikle ev sahiplerine yönelik abuk yasalar yüzünden hesap çarşıya uymayabilir.

oturmak için kesinlikle mantıklı.

ev sahibine yönelik abuk yasalar genelde kiracıyla, enflasyonla boğuşan mevcut ev sahipleri için. 3,5 yıl sonra orası havayolu personeli için spot noktası olur.

ben katılmadım. o paralara sıfır/sıfıra yakın mis gibi evler var zaten.

bu projenin bir fırsatmış gibi sunulmasını bir türlü çözemedim. bankacı arkadaşlarıma sordum onlar da saçmasapan iş zenginler için yapmışlar sana bana gelmez dedi. konu kapandı.

Köprüden sonra sağa dönüp Kuzey Marmara otoyoluna girebilirsiniz.

Ukalalık gibi olmasın ama, neden haritaları kullanmıyorsunuz? Yani navigasyon özelliklerini, çünkü o saatteki trafiğe göre alternatif rotalar buluyorlar. Bence yüzyılın en önemli icatlarından bu olay.

Ben kendi eime giderken bile haritaya bakıyorum, nereden hızlıysa oradan giderim.

ben olsam saati uyuyorsa yalova-yenikapı feribotuna binerdim. oradan da 15 dakikada şişli'ye ulaşırsın.

çünkü belli saatte köprü trafiği başa bela olur.

Yandex Navi ne diyorsa o. Macera aramaya gerek yok.
Avcumun içi gibi bildiğim mahallede bile navigasyon ne diyorsa onu yaparım hele de köprü geçeceksem.
Bir yerde minik bir kaza oluyor, maç oluyor, protesto, intihar, siyasetçi geçişi vs. Pek çok sebepten değişebiliyor en kısa yol.

Navigasyon dediğin "yeri gelir" Gebze'den Körfeze giderken Osmangazi'den hem gidiş hem dönüş yönüne geçirir de "ayy pardon" diyeniniz olmaz.

Elbette navigasyon ile gitmek doğru ama güzergahı hiç bilmeyen insanın doğrudan navigasyona uyması da makul değil.


Trafiğe güzergaha vs hakim değilseniz dönüş saatinizi trafiğin yoğun olmadığı saatlere ayarlayarak,
1 feribot ile yenikapiya gelin. Başka macera aramayın.
2 otobandan Anadolu yakasını geçip Boğaziçi köprüsüne bağlanın.
3 Trafik varsa kilometre ve yakıtınız çoksa gezmeye bahane arıyorsanız, haritadaki 07 güzergahını takip edip Fatih Sultan Mehmet köprüsüne ya da Yavuz Sultan Selim köprüsüne bağlanın.

saat kaçta geçeceğiniz önemli.

muhtemel genetik ve sağlıklı bir şey terlemek. vücut bakımını korumak zor olabiliyor özellikle yaz aylarında.
kilonuz varsa kilonuzu azaltın,
bol su tüketin, aşırı terleme vücudun susuz kalmasına sebep oluyor.
çok takılmayın, koşmayın, terli terli su içmeyin :)
çok kafanıza takıyorsanız dahiliyeye gidip doktora şikayetinizden bahsedin, bir kaç testle varsa bir sorun sizi aydınlatacaktır. sağlık ocağı kısmı iş görmeyecektir.

varsa, fazla kilonuzu kesinlikle azaltın. balık eti vs dinlemeyin, vki'yi 24 altında tutun. dahiliyeye görünün.

TSH seviyenizi de ölçtürün.

aynı durumdayım.
bugün de prp yaptırırken doktorla konusu geçti.
guatr fazla çalışıyor olabilir, test yaptırın diye önerdi.

dahiliyeye gidip durumu anlatacaksınız. gerekli işlemleri ve yönlendirmeleri yapacaktır.

Marka model söylemeden azıcık zor cevap alırsın.

android tv değil ise android bir tv kutusu (mi box vs.) alın en kolay öyle olur.

çözüm yok hocam. bazı tvlerın bazı uygulamalarla anlasması yok.

+1 mi box.

ben şahsen amazon fire stick kullanıyorım ama o da google servislerini kullanan bazı uygulamalarda sorun çıkarıyor. fakat bildiğim kadarıyla bu sorunlar mi box'ta yok.

çözemezsin. bende vestelin 65 inç smart tvsi var. işletim sistemi vestelin kendi işletim sistemi olduğu için androiddeki kadar çok uygulama yok, disney yok mesela bende de. çıkar yolu yok hiçbir şekilde yükleyemezsin. ben playstationdan izliyorum disneyi, mi box gibi bir şey de kurtarır.

mi box yada stick pek stabil değil, telegram gruplarında baya sorun yaşayan var. Google chromecast öneririm ya da dışarıdan apk yükleyebilirim dersen amazon 4k max öneririm. Amazon'un ülkemizde resmi satışı olmadığı için mağazasında netflix,youtube, disney vs. var ama blutv, beinconnect, exxen gibi yerel uygulamalar yok dışarıdan yüklemek gerekiyor.

Bende amazon fire stick 4k max var, gerçekten çok başarılı. Hiçbir sorun yaşamadım.


-----------------
EKLEME:Bu arada bu tarz cihazlar alırken Netflix lisansı olup olmadığına bakın. Yoksa düşük çözünürlükte çalışır. Bir çok uydu alıcılı android cihazda lisans yok.

TV çok kaliteli değilse mi box almak yerine
Onvonun 4000 TL bandindaki android TVlerini almayı tercih ederdim. Eski TV yi de satabilirsiniz.

TV ekran kalitesi vs önemliyse ve dahili uydu alıcısı da yoksa android özellikli uydu alıcı da tercih edebilirsiniz.
Bu iki seçenek mantıklı gelmezse mi box.

Aslında bu TV'nin değil de Disney'in suçu, linux işletimi olan tv uygulamalarına giriyorum gerekli gereksiz bir sürü uygulama yapılmış ve eklenmiş.

Bilinen uygulamaları sayamaya gerek bile yok;

Netflix
Puhu
Blu
Exxen

vs vs hepsi var, bir tek disney yok. Neden yok? paşalarım linux tv'ler için uygulama yapmamışlar.

Aynı rotayı araba kiralayıp yapmıştım yol mahvetmedi aksine baya keyifliydi

Bu seninle çok alakalı bir soru. Son bindiğimiz otobüsün tavanında örümcekler geziyordu. Bazen de neredeyse sıfır km otobüsler denk geliyor. Saatlerce camdan dışarıyı izleyerek gitmek sana uyuyor mu?
Otobüste trende geçireceğin zamanda uyuyabilecek misin?
Bazen bineceğin otobüsü saatlerce beklemen gerekecek, bunlar sorun olmazsa kesinlikle saçma değil.

bu rotayi araba kiralayarak yapmistik. yollar bizde alisildigi gibi duble otoban degil ve dolambacli dag yolu. manzaralar cogu yerde cok guzel ama bazen de bombos dag bayir geziliyor. o yuzden kusucusu yakin mesafeler bile olsa yollar uzun suruyor. ben gitmeden once okudugum bloglardan otobus yolculugunun daha da uzun ve zor olacagini anlayinca araba kiralamaya karar verdim. bir de bizde 1.5 yasinda bir bebek vardi dolayisiyla uzun otobus seyahatleri bize uymayacakti. dolayisiyla otobusu eledik biz. fakat yukarida da dendigi gibi ozellikle konfor aramiyorsaniz uzun saatleri sehirler arasi yolda gecirmek sorun olmayacaksa otobus secenegini de degerlendirebilirsiniz.

bir de okuduguma gore bu guzergahta zagreb'e ugruyor bazi otobusler mecburi rota gibi. bu sorun olabilir schengen yoksa. otobusle gidecekseniz bu konuyu netlestirin bilet alirken mutlaka.

çok saçma bir rota. hız sınırı düşük, kötü yollar, gümrüklerde bekleme çilesi, bol bol rüşvet isteme gerginliği. hele ki kiralık arabayla yapıyorsan bir de aracı yurtdışına çıkarmak için ekstra para isteyebilirler. ikisini tek seyahatte birleştirme. hatta bana sorarsan bosna’ya hiç gitme, oralı değilsen ilgi çekici hiç bir şey yok neredeyse.

bu durumda senin karın ne olacak anlamadım. adidas'dan 10 liraya aldın ve 10 liraya sattın. yani? kargo ve diğer giderlerden zarar yazacaksın bu durumda.

diğer senaryoyu düşünelim. üzerine kar koyup satacağını varsayıyorum. bu kez adidas'ın kendi sitesinde daha makul fiyatlar olduğunu bu kişinin bilmemesi biraz garip olur. dahası her adidas mağazasında her ürünü bulamayabilirsin. varsayalım alıcı senden superstarın mor renginin 41.5 numarasını talep etti. bu ayakkabı her mağazada bulunabilecek bi çeşit değil. dropshipping dediğimiz şey birisinin stoğunda hazır olan ürünlerle sürdürülebilir bi sistem. diğer haliyle zor işler.

Arkadaş bunları ben düşünemiyor muyum sizce? Benim sorduğum soru "kar eder miyim" değil. Nerelere takılıyorsunuz.
Ben ürün yüklersem sorun olur mu olmaz mı. Bunu bilen varsa yazsın.
Bilmiyorsanız zekiliğinizi kendinize saklayın.

Bazı firmalar pazaryerlerinde marka ile ilgili yetki başvurusu yapıyor. Ürünün sahtesini gönderilme ihtimali ya da yetkilendirilmiş satıcıların dışında satışı engellemek, fiyat veya diğer unsurlar da oluşabilecek rekabetin önüne geçmek, doğrudan tek satıcı olmak gibi bir çok nedenle müdahale edebiliyorlar.
Bu da firmanın büyüklüğüne göre size mail yoluyla, canlı destek ve benzeri yöntemlerle ya da daha büyük firmalarda doğrudan hukuki girişimlerle iletilir.
Yasal olarak buna hakları var ama yöntemleri ve süreci nasıl işliyor hukukçu arkadaşlar daha iyi bilebilir.

Cümlem eksik olmuş şöyle tamamlayım:
Pazar yerlerinde pazar yerlerinin yönetimi ile hallediyorlar. Kendi web sitem üzerinden yaptığında muhtemelen doğrudan sana ulaşacaklar ya da yasal yolları kullanacaklar. Tabii burada Adidas örnek verdiğin için yok sayıyorum, hangi firmanın ürünü satacaksan o firmanın bakış açısına göre değişir. Birçok firma bundan rahatsız olmaz zaten.

Pazaryerlerinde sorun olur. Markalı ürünlerin birçoğu, hepsi olmasa da birçoğu, markalarını korumak sahte ürünü önlemek için pazaryerlerinde fatura silsilesi ya da onay belgesi olmadan ürün koyamazsınız.

Kendi sitende de şöyle sorun olur, ürün orijinal değilse bir şikayet gelirse adidas sizle uğraşabilir. Uğraşıyor da.

Bu arada dropshipping böyle bir sistem değil.
Bana sipariş geldi, ben de gittim başka siteden aldım sattım değil.

dropshipping bir tedarik yöntemi.

Dropshipping'de tedarikçiyle anlaşmanız lazım.
Dropshipping yapan markalar var, büyük markalar da var ama gidip adamlarla anlaşmanız lazım.

Bu bahsettiğiniz yöntemle, stok takibi tedarik zinciri vs yönetmeniz çok zor.

bi deli kuyuya bi taş atıyor sonra 40 akıllı çıkaramıyor harbiden.

adam sana geldi. sitenden alışveriş yaptı. sonra sen gittin adamın üzerine faturasıyla ürünü aldın. fatura adamın üzerine mi? evet. senin sanal posundan ürünün ücreti çekildi mi? evet. bu faturayı sen muhasebeleştirebilir misin? hayır çünkü fatura adamın üzerine. peki pos'dan çekilen tutar karşılığı kasana nakit girdi mi? evet. tebrikler %100 kar ettin çünkü sattığın ürünün stoğu yok.

dropshipping dediğin sistemde tedarikçi ürünü sana faturalar, sen alır üzerine kar koyar satarsın. doğal olarak komisyon kadar kar etmiş sayılırsın. sen bu kafayla fazla yaşamazsın. kısa sürede firmaların kıskacına girmesen bile eminim maliyenin denetimine takılırsın. git bi maliyeye danış buralarda zeka yarıştırmadan önce.

öyle siteye koydum mu gerisinde sorun yok diyerek çocuk hayallerinle yaşamak eminim güzeldir ama bi ticaretin arka planını görmeden yüzeysel fotoğraf attım mı zenginim kafası şark kurnazlığıdır.

Vivense.

vivense, eskidji bir de umraniyede varmis eskidji gibi bir sey

Vivense mobilya trendyolu gibi bir şey hatta orada satılan bazı mobilyalar Hepsiburada ve Trendyol da da var. Uygun fiyatlı olsa da epey dandik oluyor. Az kullanılmış Ikea ikinci el bakabilirsiniz letgodan.

İnegöl'de fiyat olarak avantaj sağlayacağın hiçbir şey yok. Belki teşhir ürünü vs daha fazla denk gelme ihtimali varsa vardır.
Sancaktepe'de mobilyacıların olduğu çarşı var, Yenibosna da hem eskidjinin hem de spotcularin (Kuyumcukent yanında) yerleri var. Hatta Esenyurt anpa avmnin arkasında da var.
Buralarda nispeten ucuz şeyler bulursun. Hangi semt uygun olur bilmediğimden aklıma gelenleri saydım.

Dersen ki ucuz olmasın ama piyasa fiyatından daha uyguna iyi malzeme alayım. İnegöl'de bulacağın hemen her firma Maskoda var. Bir gününü ayırıp maskoyu gezebilirsin.

Mobilya avm ler var

Bayrampaşa da var mesela

Ama onlardaki fiyat bile çıldırmış

Mobilyacilar uçmuş geçen yıl Ümraniye 'yi gezdik uyduruk 3 kapılı gardıroplar için ortalama 3 bin istemişlerdi. En son ikeaya gidip 5 kapılı dolabı 1800'e aldık. Şuan ikea mobilyacilardan daha ucuz.

Cumaya git, biraz da erken gidersen cami önünde sohbetlerde arkadaş edinirsin.

gibi 3.sezon 1. bölüm

adak ada

En kolayi yabanci dil kursudur bana göre

latin dansı kursuna katıl

3 milyonluk kredi çıkmaz sevgili kittie. Ki cikan kredinin aylık kredisini odeyebilmek için üst düzey yönetici falan olmak lazım (ayda 50-60 bin lira).

Eger geliri kit kanaat olmayan biriysen TOKİ mantıklı. Çok ucu ucuna yetişiyorsa zor çünkü onlar yapilana kadar kira odeyeceksin ve yanlış gormediysem ödemeler ev teslim edilmeden imzalandığı an başlayacak bu sefer. Yani hem toki hem kirayi yurutebilecek güçte olman lazım belli süre.

Bir de tabi bu tokilerde okudugumuz sorunlara hazır olman lazım (evin kalitesi, site yönetiminin fahiş fiyatları ve kafalarina göre yaptığı şeyler vs)

Babanin dediğine katılıyorum. Bu saatten sonra kenarda ciddi parası olmayan kimse ev alamaz.

Gel seni izmir'e taşıyalım:/ orasi da pahalı ama en azindan ev bulursun daha ucuzuna.

evet 3 milyon direkt cikmaz en azindan o konuya hakimim :) ama kenarda ne kadar olmali. 2 milyon mu mesela :)
babam da oyle diyor ust duzeyi birak direkt hatri sayilir kisili sirketin sahibi olman gerekiyor dedi ama bi kontrol etmek istedim lol

En son, Devlet bankalarının 300 000 kredi verdiğini duydum.
Özel bankaların da faizlerinin yüksek olduğunu.
Şuradan bir bak istersen

www.enuygun.com

Toki şu an için maalesef en mantıklısı

Babanız haklı,

Bu ev fiyatları ve faiz oranlarıyla sabit taksitle ev almak maaşlı çalışıyorsanız baya zor.

Devlet bankasından düşük faizli kredi alacağım diyorsanız 300.000 tl’ye kadar veriyorlar. Özellerden kullanabilirsiniz %80ine kadar (müteahhit fatura kesmemek için tamamına kullandıramam demiyorsa). Özellerde oranlar ise 2,5 civarında.

Ne kadar birikmiş olmalı sorusunu:
Alacağınız evin değerine göre örneğin 1 milyon aylık odeyebileceğiniz taksit tutarından yola çıkarak çekebileceğiniz maksimum krediyi evin değerinden çıkararak ulaşabilirsiniz. Matematiksel olarak böyle.
Uygulamada ise kredi verilmemeye çalışılan verilse de yüksek faizle az kredi verilen bir dönemden geçiyoruz. Uzun zamandır çevremde kredi çekerek ev alan kimseye rastlamadım.

2 milyondan daha fazla peşinat olmadan 3 milyonluk ev almanız biraz zor gibi. Benim tavsiyem gerçekten 1-2 milyon peşinat çıkarabilecek durumdaysanız daha cüzi bir kredi çekip daha ucuz bir ev almanız. Oturabilir ya da kiraya verebilirsiniz. Belki birkaç ay sonra kredi şartları daha iyi olursa evi satıp hayalinizdeki evi alabilirsiniz. Bu sayede istediğiniz krediyi çekmediğiniz durumda konut piyasasındaki olumlu olumsuz değişimlerden etkilenmemiş olursunuz. Hem de ev sahibi olarak krediye başvurmuş olursunuz.

Öncelikle 3 milyon liralık kredi çıkmaz. Üzerinde 10 milyonluk mal olacak ki o zaman çıkar. 3 milyonluk kredinin 120 vadeli aylık taksiti 50 60 bin olur. Ona da gücün yetmez. Ya 3 milyonluk ev hayalini daha gerçekci rakamlara indireceksin. Ya da toki. Başka çareniz yok. Bana sorarsanız babanız haklı

300-500 binden fazla kredi vermiyor bankalar.

Babanız haklı zaten 3 milyonluk ev için 900 bin TL pesinatınız olması lazım aylık taksitleride çok yüksek meblağda gelir. Bu TOKİ'ye karşı çıkanlar genelde 20li yaşlardaki z kuşağı gerçekten bilgi sahibi olmadıkları için karşı çıkıyorlar toki taksitleri her açından mortgagedan avantajlı proje zaten alırken maliyetinin %40 altına alınıyor TOKİ projesi yüzyılda bir gelen gözü kapalı girilecek bir fırsat bir de bunun muhalif olmakla veya olmamakla alakası nedir? Bu muhalif kesim herşeyi particiliğe çekmeye ne kadar meraklı!

Bu toki'ye düşman kesilen arkadaşlar ne biliyorda yada yaşamışta böyle konuşuyor ben anlamış değilim. Banka kredilerini ödemeyi kolay yada taksitleri bedava filan zannediyorlar sanırım. Bak çok net söylüyorum şu devirde bakın alt demiyorum orta gelirli bir vatandaşın bile toki haricinde ev alabilme şansı yok. Toki'ye başvurunca bi anda muhalif oluyoruz filan zannediyorlar herhalde. Devletin sağladığı bir imkan tabikide başvuracaksın yani bundan doğal bir durum yok.
Sen toki'ye kesin başvur hocam, çıkarsa o zaman ne dediğimizi daha iyi anlarsın.

Bazi dairwlere daha dusuk kredi cikiyormus sorunun cevabi olarak;

İsin sirri tapu tarihinde. Taph tariji 5 yil ve uzeri ise "full kredi" tanimina uygun.

Degilse ; 3 milyonluk ev tapuda ne kadar gosterilmis ve kac sene once alinmis.

Hesap kurdu sitesinden gayrimenkul deger artis kazanc hesaplama kismi vardir ordan bilgileri girerek "ne kadar krediye uygun " hesaplanabilir.

Yani turkiye gercekleri burda devreye giriyor. Tapu 2020 tarihli evin su anki ilan fiyati vs 3 milyon tl; ancak bu ev sahibi diyelim ki 20202 temmuz ayinda bu evi aldiginda aldigi fiyat yerine 300bin tl gostermis evi ve bu meblag uzerinden vergilerini odemis.

Bu evi ekim 2022 de 3milyona satmak istediginde alan kisi sayet evi 3milyon gosterirse satici 640bin tl vergi odemek durumunda. Kimse de bu vergiyi odemez. Bu durumda ne oluyor

1) bu ev tamami nakit 3 milyon olarak alinir ve yine o tabloda duzeltilmis alis bedeli olarak gecen rakamdan dusuk istenilen bir bedel satis fiyati olarak gosterilir; saticiya hic vergi cikmaz aliciya da hangi bedeli gosterirsw onun yuzde 4'u tapu harc bedeli cikar. Kimse cok yuksek tapu harci odemek istemeyecegi icin alici da 300 binden bikac tik ustube 400 -450 gibi satia gosyerir gecer. 400 den 16bin tapu harcu cikar.bazi yerkerde alici saticinortak oder ama bicok yerde alici oder bunu.

2. Olarak bu ornwkten gidersek duzeltilmis alia bedeli 1.150.000 tl olarak gozuknekte.

Bu ev 1150.000 tl ye kadar krediye uygundur. "Kismen krediye uygun" da burdan gelmektedir.

Yani 3milyon ev 1150.000 olarak krediye basvuruyorsun; swnib kredi notun, exper sureci vs gecildi ve kredib onaylandi. Su an yanilmiyorsan yuzde 80; 1150.000nin yuzde 80'i eline gwcer ve 4-5000 tl dosya masrafi ve ek birkac bisi odersin bankaya.

920bin eline gecti krediden

46bin tapu doner sermaye vs.

5-6bin dosay masrafi + exper ucewti 2-3bin toolam 10bin desek

46+10 = 56 bin.

3milyon - 920bin +56 bin

Asagi yukari 2.150.000 elinde olmasi gerekecek.

Mobilden bu kadar oldu ama detayli olarak kredi isini ozu mantigi bu.

olmaz herhalde. daha önce marketten donmuş aldığım ambalajlı balık temizlenmemişti (palamut veya uskumruydu yanlış hatırlamıyorsam).

tam tersine, temizlemeden bütün halde dondurmanın daha doğru olduğunu duymuştum.

hatta temizlemeden dondurulmuş, çıkardıktan sonta ayıklanmış balıkta o "şoklanmış balık" tadının olmadığını da tecribe etmiştim. ama bu son dediğim tamamen beynimin bana bir oyunu da olabilir.

Tuzlu su balıkları bu şekilde saklanır genelde.

Rapor ya da izin alıp "hiçbir şey yapmayacaksın." Günlük aktivitelere devam ettiğin sürece çekmeye devam edeceksin. Sabahları güneşte ısınmış araba koltuğuna oturmak bana baya iyi gelmişti. Bir de doktor magnezyum takviyesi kullan demişti.
Kullanırsan da sürekli ishal yapıyor evden uzaklaşmaman isabet olur.
Kapsamlı bir doktor muayenesi de şart. İğne yaparlar acile gidersen. İğne tedavisi ile 3-4 günde rahatlarsın.
İşim daha önemli deme, biraz daha devam edersen ameliyat ve geri dönülemez hasarlara neden olabilir.

İğneyi yazmışsın kişisel fikrim tek iğne ile toparlanmiyor ağır durumlarda 3-4 gün devam etmek lazım ama hepsinden onemlisi hareket ettikçe tedaviler işe yaramaz, dinlenmelisin

çok geçmiş olsun.

40 gün fazla yani hayata devam edebilmek için fazla. acaba ameliyatlık oldunuz da doktor yine de net bişey söylemedi mi? başka birine göründünüz mü? şehir belirtmediğiniz için bişey diyemeyiz ancak sonu ameliyat gibi duruyor.

çeşitli ilaçlar var ama onlar sadece işin makyajı. zaten buradan kulaktan duyma bilgiyle almayın.. acile gidip iğne olmak en etkilisi. cabral falan var mesela ama direkt o kas gurubuyla kalp kası aynı olduğu için çok içince bayıltıyor gibi gibi.. ya da ek olarak size iyi gelen merhemleri deneyeceksiniz. fizik doktorları kasları aktive etmek için bir başka tür iğne (ilaçsız, akapunktur iğnesi gibi) bişey de yapıyor. ama yani o ağrıya pek bi etkisi olmayabilir.

bi de herkesin ağrı eşiği farklı. siz şu anda vücudunuzu normal hareket ettirebiliyor musunuz yoksa vüct aldığı pozisyonda kasılı olarak kalıyor mu? kalıyosa ne kadar sürede açılıyor/çözülüyor?

son olarak sert yatakta yatın.
+ uygun tip korse de iyi gelecektir.

Yattığınız yatak yumuşak mı? Mümkün olduğunca sert bir yatak bulun, onda yatın.

Ne zaman koltukta otursam ağrımaya başlar meret. Ben buradayım der hemen. Mümkün olduğunca sandalyede oturmaya dikkat ederim.

Bunu sadece çeken bilir öncelikle geçmiş olsun. L5s1 Protrüzyon fıtığım var. Ağrı topuğunuza kadar inmemişse, ayağınız düşmediyse ameliyat etmek istemiyor doktorlar. Topuklarınızda ve ayak parmaklarınızda sinir hasarı yoksa mckenzie hareketleri ve yin yoga ile toparlayabilirsiniz. Bana kas gevşetici ve ağrı kesici haplar yazıldı 15 gün kullandım. Kullanmazsam yatakta dönemiyordum. Ağrı bıçak saplanır gibiydi ve bir daha ayağa kalkamayacağım çalışamayacağım diye ağlıyordum. Sonrasında yin yogaya başladım. Ve her gün fizik tedavi bölümünde elime tutuşturulan günlük basit egzersizleri yaptım. Bel ağrım 2 3 ay içinde yok oldu. Şu an çok şükür hiç ağrım yok. Tek olay istikrarlı şekilde hareket etmek. Kendi başıma yapamam diyorsanız fizik tedavi ile başlayın hareketleti öğrenin evde devam edin.

uzman değilim sadece müzmin bel fıtığı hastasıyım. ona göre okuyun derim.

extrude seviyedeyim, bacağa vuran ağrıdan neredeyse 100 metre bile yürüyemiyordum, ameliyatın ucundan döndüm. bir sonraki aşama zaten sekestre yani kopmuş fıtık.

önceleri fizik tedavi gördüm bir halta yaramadı ama kedi-deve hareketinin işe yaradığını düşünüyorum. beni ameliyattan döndüren ise tahminimce uzun süreler orta sert yatakta sırt üstü yatmak oldu. kısacası yatıp dinlenmek iyi geliyor.

diğer yandan öyle ya da böyle bir şekilde ameliyat masasına yatarım diye düşünüyorum. kendime dikkat etmeme rağmen ara ara belde hafif bir ağrıyla buradayım diye kendini hatırlatıyor. şu an için bacakta ağrı veya uyuşma yok.

Seni yormucak şekilde yüzmeye ya da platese basla, kaslarin guclenmedigi sürece ağrın ve şikayetlerin devam edecek. 1 kere ameliyat oldum. Sonrasında 2 yıl plates yaptım hiç ağrım kalmadi. Spor u bırakıp eski hayata dönünce kaslar zayıfladı ve yine ağrılar başladı. En azından tolere edebiliyorum ilaçla falan.

Ayakta uyuşma,his kaybı, idrar tutamama gibi şikayetlerin olmadan ameliyat olma.

Sirt icin oturdugu sandalye arkasina masaj yapan bir sirtlik aldi is yeri arkadasim iyi geldigini soyluyor

Kim içilmez diyor ya? Kendimi bildim bileli içerim milyonlarca Amerikalı da içiyor. Hiç bi şey de olmadı hatta ben espresso içerim aç karnına.

Devam hiç bi şey olmaz.

Eskiden içerdim artık içmiyorum, bu biraz da kişiye göre farklılık gösteriyor, bende reflü ya da başka bir şeye yol açmadı, olabilir de olmayabilir de

Fkfjfk kahve içilmez de ne içilir abi adam uyanır yyanmaz sigara içiyor bira falan içiyor bi şey olmuyor da kahve içince mi olacak nedir yani.

Ben de bir yıldır yaklaşık yarım litre kahve içiyorum her sabah. Olumsuz bir tarafını görmedim şimdiye dek.

7-8 yildir uyanir uyanmaz 1 litre kadar filtre kahve icerim. Olumsuz bi durum yasamadim henuz.

15 yıldır yoğun şekilde (günlük yaklaşık 500 ml-1 ltr) kahve, son on yıldır da günlük aynı ortalamayla filtre ve espresso bazlı kahve tüketiyor(d)um. Diş sararması saç dökülmesi dışında ki bunların tedavisi var, en net gözlemlediğim şey cildimdeki kolojen miktarındaki belirgin azalış. Muhakkak yaşla da ilgisi var ama benden daha ileri yaşlı insanlara kıyaslayarak söylüyorum. Kahveyi azalttığım dönemlerde ise bu durum olumlu yönde hızla değişiyor. Aynı şekilde cilt yenileme, bir yaranın kapanması gibi durumlarda da geçerli. Muhtemelen en başta C vitamini (ve demir, e vitamini..) gibi çeşitli şeylerin emilimini azalttığı için.
Bir de tabii sürekli kullanımda kafein eşiğiniz yükseldiği için dikkat dağınıklığı, odaklanamama, anksiyete, kaygı durum bozukluğuna eğiliminiz zaman içinde artacak.

Sabah uyandiktan sonra 3 4 saat icinde kahve icerseniz aslinda uyanikliginizi saglayacak olan dogal hormonlarinizin isleyisini bozup uyanmak, dinc hissetmek icin kahveye bagimli hale gelirsiniz.
Etrafta bu yuzden kahve icmeden kendine gelemeyen bir cok insan var. aslinda vucudumuzun kendi kendine yaptigi uyandirma islemini kahve ile degistirmis oluyorsun.

Kafein almak icin uygun saatleri aratabilirsin googledan.

1-2 taneden birşey olmaz belki ama gün içerisinde içmeye devam ederseniz karaciğerle İlgili problem de yaşanabiliyor.

Amazonda detaylı ürün bilgileri yazmıyor. Boschtan ya da Koçtaş vs gibi bir siteden iki ürünü karşılaştırabilirsiniz.
Bu tür aletlerde zorda kalirsam daha koyu renkliyi alırım.
Fiyat farkı için dediğim gibi farklı sitelerden özelliklerini kontrol edin ve açık renk olanın teslimat kapsamında çanta da yazıyor belki diğerinde aynı çanta yoktur.

Mavinin mandreni anahtarlı. Pro olduğu doğru ama ev için yeşil olan Yeter. Mandrenide elle rahat sıkıldığı için avantaj. Özellikle vida ve delme için üç değiştirirken rahat olur. Oyum yeşile

hocam mavi olan prime indiriminde olduğu için daha ucuz, bir de gücü diğerinden birazcık daha az. mandren konusunda ben anahtarlı olanlarla daha rahat ediyorum açıkçası. elle manuel sıkılanlarda ya düzgün sıkılmıyor, ya da sıktıktan sonra rahat açılmıyor.

yalnız bir uyarı yapayım, bu iki arkadaş da vidalama işi için çok uygun değil. zira bunların hem dönüş hızı yüksek, hem de vidalama sertlik kontrolü yok. vidalama için kullanılan cihazlarda sertlik ayarı yapılınca vida o sertliğe ulaştığında vidayı daha fazla döndüremiyor. böylece örneğin bir ahşap malzemeye vida attığınızda malzemenin içine vidanın çok girip zarar vermesi engelleniyor. bu iki matkapta da bu şekilde ayar olmadığı ve dönüş hızı yüksek olduğu için vidalama rahat/güvenilir yapılamıyor maalesef.

ben evde bu işler için aşağıdaki şarjlı arkadaşı almıştım. dikkat ederseniz mander kısmında numaralar var, bu vidalama sertlik ayarını gösteriyor. ev için hem delme hem de vidalama işlerini rahatça yapıyorum bunla. hiç üzmedi açıkçası. ama aşağıdaki linkteki ürün için ayrıca akü de almanız lazım, aküsüz satılıyor çünkü. o yüzden sizin ürünlerden daha pahalıya geliyor.

www.amazon.com.tr

düzeltme: mavi olanın watt değeri biraz daha düşük olsa da gücü diğerinden daha yüksek (motor daha verimli muhtemelen).

alternatif olarak şu aşağıdakine de bakabilirsiniz. bunda da vida sertlik ayarı yok ama en azından maksimum dönüş hızı ayarı var. düşük hızda daha kontrollü vidalama yapılabileceği için tercih edilebilir.

www.amazon.com.tr

fiyatlara bir şey diyemem ama tek dişim için 2-3 kez çağırmıştı dişçi. tek günde bir dişi bile halledemezsiniz bence.

dişin durumuna göre değişiyor kanal tedavisi. bir diş için ortalama 25-30 dakika sürüyor. eğer daha detaylı bakması gerekirse birkaç seans boyunca gitmeniz gerekebilir. kanal 750-900 arası genelde. dolgu 400-500 civarı. şehre göre değişir.

Yer: İzmir Bayraklı merkezde özel bir diş hekimi hanımefendi.

İki tane birbirine yapışık sol alt azı dişim, birleştiği yerlerden çürümüştü. Muayene etti + çürüğü temizledi, geçiçi dolgu yapıp gönderdi. İki hafta sonra tekrar gittiğimde normal dolgu yaptı. 27 Mayıs'ta tüm işlemler için toplam 1800₺ ödedim.

Tek diş için 1100tl ödedim 1 hafta olmadı.

Miras az düşmüş hocam. Paydaşlar mı çoktu yoksa pay edilen toplam miktar mı azdı?

Arsa alabilirsiniz, uzun vadede iyi kazandırır.

Çok karışık bir dönem. Seçim sonrasında bile bu belirsizlik hemen düzelmez.

Arsa veya faiz hesabı diyorum ben.

Arabayı satıp ya da biraz daha nakit çıkarıp uygun faizle ev kredisi çekebilirsiniz bu dönem için en iyi yatırım olur.

@metal69
4 paydaşla o kadar oldu.

@tum haklari saklidir
kredi ödeyebilecek bir bütçe yok o açıdan eldekini değerlendirme peşindeyiz.

yorumlar genelde arsa gibi. Eş dosta sormaya devam edelim madem. Teşekkürler yorumlar için.

Kredili ev,
Zaten alacaktıysanız kredili araba
Bunlar dışında fiziki altın

en son “araba fiyatları düşecek araba almayın.” dediklerinde (2020) 135.000’e fabia almıştık. şimdi aynı fabia 400.000’i geçti.

“araba fiyatı düşecek.” diyenler asla bitmedi, inatla da aynı şeyi söylemeye devam ediyorlar.

yine de üzerine bir şeyler koyup arazi almak daha mantıklı olabilir şu anda.

ytd.

Ev kredisi kolay çıkmıyor artık maksimum 300 binlerde çıkıyor. 500bine ev kalmadı.

Yatırımlık araba kesinlikle alınmaz ama varsa daha yeni model yılı olması şartıyla yükseltmek mantıklı.

He ben olsam borsada hepsinden iyi değerlendiririm ama herkese göre değil.

Ben olsam, %25-30unu borsada temettü veren bist30-50 hisselerine yatırım yapmaya başlardım.. diğer 15-20si ile emtia fonlarından alırdım, %10-15i ile işçiliksiz 22 ayar fiziki altın, geri kalanını nakitte bekletip kkm’ye atardım. Bu araçların düşüşüne çıkışına göre, paylarını değiştirirdim.. baktım nakit değerlendi kkm vadesi bitince yeni bir şey alırım.. Tabii ben olsam.. yazdıklarım yatırım tavsiyesi değil; bunun için spk’dan yetkili danışmanlar her bankada, yatırım kuruluşlarında var. Bu sepetin daha karlısını size sunarlar. Hiç bir şey sunmasalar, bes sepeti sunarlar…

Bence yatırımlık bir dönemde değiliz. Önümüz seçim. Tam bir belirsizlik ortamı hakim. Seçimin kazanılması doları kısa süreli aşağı çeker alttan toplama imkanı verir.

Böyle bir ortamda ben sepetimi büyükten küçüğe dolar-altın-kripto-tl olarak böldüm.

Ev fiyatlarının dolar bazında gevşeyeceğini düşünüyorum. Çünkü bu şişkinlik normal değil. Dolar bazında gevşeme şart.

Araba desen bir sürü ıvır zıvır masrafı var.

Arsa alınacaksa o bölgeyi çok iyi bilen birisiyle bu işe girilmeli. Bu durumda bile uzun vadeli düşünmek gerekecek.

En güzeli şimdilik paranın değerini enflasyon karşısında korumaya bak. En azından seçimlere kadar.

araba bir yatırım değil diyerek girelim konuya. 100'e aldım, 400'e sattım gibi konular ancak enflasyon ve kur artışı sebebiyle yaşanan artışlardır. Yatırım eldeki birikimin değerini artırmak için yapılır. Yani bu sene 2022 model clio aldınız. Seneye o arabayı sattığınızda 2023 model bir clio + bir scooter motor alabildiğinizde getiri sağlamışsınız demektir. Ama böyle bir şey çok yaşanmıyor değil mi? 2022 arabanızı satıp 2022 model bir araba alabilirseniz şanslısınız.

Ben kişisel olarak miktar önemsiz tüm birikimin tek bir kaynağa bağlanmasını riskli bulurum. Biz yatırım danışmanı değiliz o yüzden bunlar yatırım tavsiyesi değil kişisel ve kendi bakış açımızdan bir değerlendirme.

Bence bir bankaya ya da spk tarafından yetkilendirilmiş bir yatırım danışmanlığı şirketine gidin. Yatırım fonları ve hisse senetleri için bilgi almak istediğinizi söyleyin. Elinizdeki nakitle bir sepet oluşturmak istediğinizi anlatın. Sepet şu demek, eldeki parayı bölerek farklı alanlarda değerlendirmek.

Atıyorum yüksek getirili ama (ama riski de yüksek) bir sepet istediniz. 100 bin ile hisse, 100 bin ile yatırım fonu, 50 bin ile döviz altın gibi bir sepet yaparlar.

ya da dengeli bir sepet istediniz. 50 bin yüksek riskli hisse, 50 bin ile daha oturmuş şirketlerin hisseleri, 50 bin ile yabancı hisse fonu, 50 bin ile kıymetli madenler fonu, 50 bin ile de döviz yaparlar. Bu ikisi de sepet mantığını anlatmak için bir örnektir tavsiye değil:)

Sepetin mantığı şudur, riski dağıtmak.

Atıyorum 250 bin tl ile altın aldınız. Altın bir anda düştü ve uzun süre düşük kaldı.
Bütün birikiminiz zararda.

Oysa sepet yaptınız. 50 bin altın, kalanıyla başka şeyler aldınız. Altın 1 yılda %20 düştü diyelim. Ama diğer ürünleriniz %40 arttı yıl sonunda. Böylece altından zararına bile çıksanız, diğerlerinden gelen kar ile o açığı kapatabilirsiniz. Özellikle yüksek riskli yatırımlar yapmak istediğinizde sepet oluşturarak o yatırımın olası zararını minimize edebilirsiniz. Elbette bu işin garanti formülü yok. Her şey bir anda aynı oranda düşebilir (ki o zaman zaten dünyada ekonomiyi etkileyecek pandemi gibi bir durum var demektir) ama en azından riskleri dağıtmak bir önlemdir.

www.tefas.gov.tr adresinden su an piyasadaki tüm fonların getirilerini görebilir, döviz ve altına göre kıyas yapabilirsiniz. Döviz ve altından bile fazla getirili fonlar söz konusu.

Hatta bu fonlar işinize gelmezse, aracı kuruma "özel fon kurmak" istediğinizi söyleyebilirsiniz. Nitelikli yatırımcı sınıfına girerseniz (1milyon gibi bir sermaye gerekiyor yanılmıyorsam), 4 ortak mirasçı olarak paranızı havuz yapıp bu seçeneği de konuşabilirsiniz. ama tabii ortaklık olan yerde sorun çıkması olası her zaman.

Dediğim gibi bir sürü seçenek var. Siz en iyisi bir bankayla ya da aracı kurumla görüşün.
Banka muhtemelen size ev kredisi ya da kur korumalı mevduat satmak ister öncelikle. Yani para sizin tercih sizin ama aklınıza yatmayan şeyleri iyi düşünün sorun. Bankacının öncelikli hedefi kendi satış kotasını doldurmak unutmayın:)

garanti yatırım üstünden abd borsasından sp 500 hisse alın.
abd'deki en büyük 500 şirketin hisse sepeti demek bu.
uzun vadede kazandırırmı batırırmı bilmem ama batarsanız 42 trilyon dolarlık abd borsası battı o yüzden battım der, kendinizi iyi hissedersiniz :)

ben 600-700 bin tl'yi abd battığı için bende battım diyebilmek için abd borsasında tutuyorum.

@aslindasorunumpsikolojik, hocam buradaki avantajınız nedir? Örneğin aynı öneri alman dax için de geliyor ancak %20 artacak yabancı borsa ile yurtiçindeki 60-70-80 enflasyona nasıl direneceğiz, kaçırdığım bir nokta olabilir?

ne yapıştırılacak?

3m'inkiler iyidir genelde.

genel. dış mekan, iç mekan. sıvı sabunluk mesela.

yapıştırdığın yüzeyleri çok iyi temizlemen lazım.

3m f/p de en iyisidir ama aynı markanın da 40 çeşidi vardır teknik bilgileri okumak lazım.

Sıvı sabunluk gibi ağır şeyleri (bant için ağır sayılabilecek şeyleri) İran yapıştırıcısı tarzı şeylerle yapıştır. Çift bileşenli, genelde iran yapıştırıcısı derler.

3M dışındaki tüm çift taraflı bantlar çöp önce onu belirteyim. Sonrasında ise yapıştıracağınız yüzeyin türüne göre çift taraflı bant seçmelisiniz, eğer yüzey pürüzsüz ve temiz ise en ince olanı seçebilirsiniz, ancak duvar gibi pürüzlü bir yüzeyse iki yapışkan yüzey arasında tampon barındıran kalınca olanları tercih etmelisiniz, aksi halde 3M dahi kullansanız tutmaz atar.

Son olarak en önemli ayrıntıyı söylemeden geçmeyeyim, 3M dışında diğer markaların çöp olduğunu söylemiş miydim?

www.hepsiburada.com

çift taraflı silikon bantlar genelde iyi. bir buçuk metrelik metal LED barlar yapıştırdım, hafif ısınmalarına rağmen bir yıldır ciddi bir gevşeme yok

@aloha snackbar bu durumda ne yapmalı, domain sağlayıcısı ile mi irtibata geçilmeli, bu onların düzeltebileceği bir şey mi?

NS'leri kontrol ettiniz mi? NS'ler düzgün ise 48 saate kadar sürebiliyor bu tarz değişiklikler. Domian süresi dolduğu için NS'ler askıya alınmıştır. Tekrar alınca aktifleşmiştir ama 48 saati bulabilir. 48 saat geçtiyse servis sağlayıcı ile iletişime geçin.

@himmet dayi name serverları nasıl kontrol edebiliriz? bir de name serverlar düzgün çalışmasa google dns veya vpnler için de çalışmaması gerekmez miydi?

dnschecker.org
dns ve ns kontrolü için kullanabilirsiniz.

Biraz beklediniz mi, bu tarz işlemler genelde hemen olur ama 48 saate kadar da uzayabilir

@tum haklari saklidir Bir günü geçti, sorun hala devam ediyor.

Kayseri merkezde 1 gün geçirebilirsiniz.

Dizel için bir fazla gibi sanki, benim benzinli 6.7 yakıyor, seat dizel için 5 litre civarlarını duydum ama millet de benimki az yakıyor demek için atmayı sever.

sandero stepway 1.5 dizel
hava şartları, yük, kullanım şekline göre: 5.3-5.8lt arası yakıyor(karma kullanım). 5'e düşmez zorlasam 6 olur.

benzinliyse iyi, dizelse yüksek denebilir.
1.5 benzinli 7 lt civarı yakıyor bendeki

Egea 4,7 lt
(Yolun çoğu şehir dışı)

Kullanıma göre 5-6lt arası yakan araca az yakıyor da demem çok yakıyor da.
Tabii böyle çok genel oluyor. Araç, mevsim vs bir çok şey etkileyecektir rakamları.

ideal yakit orani diye birsey yok..cunku senin idealinle benimki farkli.

benim bundan onceki aracim 12-13lt arasi yakiyordu ben zorluyordu simdiki 7.5-8 arasi yakiyor idare ediyorum..bana gore 7.5-8lt ideal ama baskasini 5lt uzeri yuksek gelebilir.

bu şekilde yanıt verilemez. ortalama hız önemli. 6.7lt yoğun trafikli bir şehir ise ve ortalama hız 20-25km civarı ise kış aylarında normal.

İstanbul’da tek kadın öğretmenim. Arnavutköy’den başka bir yer açılmadı mı hocam? Güzel bir semt değil çünkü.

Tayakadın, Boyalık, Hadımköydeki okullar diğerlerine daha iyi olabilir, hadımköy örfi çetinkaya eskiden bölgenin iyi liselerindendi şu anki durumu bilmiyorum ama özellikle merkez okullarını yazma derim, ben işim düştüğünde bile gitmek istemediğim bir yer.

Bana mesaj atarsanız yarın gün içerisinde size makul bir cevap yazayım.
Tayakadın boyalık vs sakın güzel yerlerdir ama tek kadın için fazla köy ortamı kalır.

Tanıdık vs yok ama tepekentte çok fazla kiralık villa oluyor.

Bu senin neyi ne kadar bildiğin ya da sevdiğinle + bölümü hangi okulda hangi ders içerikleriyle alacağınla alakalı.
Aynı bölümü farklı okullarda birini sayısal dersleri daha fazla diğerini sözel dersler daha fazla denk gelebilirsin.
Ticaret lisesi ya da benzer ders içerikleri alan herhangi bir okul bitirdiysen, yabancı dil yatkınlığın fazlaysa Uluslararası Ticaret olabilir benim tercihim.

2.'nin 1'e göre çok okuması çok çalışması olur diye düşünüyorum ama tks+1 okula göre değişir.

işime yakın, o yüzden.

bayağı sert bir geçiş olmuş ama toplu ulaşıma yakın, merkezi, nezih bir apartman-dairede kalırsan sorun yaşamazsın diye düşünüyorum. Bir de neden esenyurt'a taşınman lazım ki? Başka bir semt olmuyor mu?

Esenyurt'ta yaşayacak olsam İstanbul'a gelmezdim hayatta. En kötü yerlerden biri diyebilirim.

Ben olsam İzmir'den esenyurt'a gitmezdim. Zorlanırsın.

@prole yol parası olmadan yürüyerek gidebileceğim mesafede olması lazım.

Beylikdüzü tarafına tasinsaniz? Aradan bir cadde geçiyor ama resmen popülasyon değişiyor. Beylikdüzü'nde sorun yaşamazsınız.

iyi bir siteye taşınıp, yürürken kapşon bere ne varsa geçirmem gerekecek sanırım.

Kiptaşlara bak. En azından site içinde olursun. Dışarısı bayağı kötü. Araban olsa çok iyi olur bir de. Dolmuşlar çok bunaltıcı ve kalabalık oluyor Esenyurtta.

orta doğu'nun tamamı anlaşıp buraya göçmüş gibi. iran, ırak, suriye, kırgızistan, kazakistan, tataristan, afganistan vb. ülkelerin vatandaşlarının hepsini bir arada görebileceğiniz tek ilçe olabilir. izmir'den buraya gelmek hayatınızın en kötü kararı olabilir. gerekirse günde 30-40 dk yol çekin ama buraya taşınmayın bence. en iyi ihtimal iş yeri e5'e yakınsa metrobüs dibi bir yer olabilir ama burda da çok uçuk kiralar verirsiniz sanırım.

eger yol parasinin bile hesabini yapmak zorunda kalacagin sartlarda calismaya esenyurta tasinacaksan izmirden, hayatinin hatasi olur. evet is piyasasi zor, is bulmak zor ama o kadar da degildir bence. tabii sartlarini bilmiyorum ama "ya bu is ya da sokakta kalacagim" gibi bir durum degilse olmaz yani.

Berbat bir yer. ist da kimse isine yakin oturmuyor, yani esenyurta tasinmayin

İstanbul'da bir ilçenin mahalleleri arasında bile bayağı büyük farklar olabilir. O yüzden ilçeyi değil, mahalleleri araştırın. Fırsatınız varsa komşu ilçelere taşınmayı deneyin. Örnek olarak Başakşehir, Arnavutköy daha iyi olabilir. Ev iyiyse zorluk azalabilir. Bunları düşünmeniz gerek.

Ne Başakşehir'i, ne Arnavutköy'ü hocam ne alaka oralar? 10 dakika mesafede Beylikdüzü var. Adnan kahveci mahallesi gibi bir yer dururken Arnavutköy gibi çomar yuvasında ne işi var? Ayrıca Başakşehir'den kaç saatte gidilir Esenyurt'a haberin var mı? Ulaşım açısından aşırı ters yerler.

Esenyurt'un oturulabilecek tek yeri Marmara Park'ın bulunduğu hat. Yani E-5'in bi arka Caddesi üzerindeki site gibi binalar. Yine de oradan çok daha iyisi yolun karşı tarafı. Beylikduzu adnan kahveci ve cumhuriyet mahalleleri gayet iyidir.

Izmir'in neresinden tasinacaksin? Bu soru Esenyurt'a tasiniyorum kadar onemli bir veri.

Izmir'de Konak Ege mahallesinde, Buca Mehtap mahallesinde ya da kadifekale'de yasiyorsan Esenyurt senden korksun aksjdhakjhds

Twitter'da TT olmuş bi bak istersen az fikir edinirsin

esenyurt değil de beylikdüzü tarafına taşınmanı öneririm.

yasin daha genc diye tahmin ediyorum, bu kotulugu kendine yapma.

Esenyurt olarak geçse de bazı yerler yaşanır, çalışılır durumda. Tam yeri anlamak onemli

Yani izmir'deki rahatlığınızıla esenyurtta yaşamaya kalkmayın. Hava kararmadan dönün eve:)

Şöyle diyeyim, istanbul'un her ilçesinde eskiden sorunlu bölgeler mahalleler vardı. ARtan emlak fiyatları yüzünden buralarda yaşayanlar yavaş yavaş şehrin dışına gittiler. Çoğu da esenyurt civarına yerleşti.

Göçmenler, mülteciler de buraya dolunca istanbul'un gül gibi bir gettosu oldu.

herkes kotu yorum yapmis ama sanirim olan olmus. moralini duzelteyim biraz. istanbulda yasayanlar asiri onyargili bazi semtlere karsi. diger ornegi ise bagcilar. o kadar cok espriye konu oldu ki, bagcilar denince hic gitmeyen biri bile dalga gecebiliyor. halbu ki bagcilar epey gelisti. ayni sey simdi esenyurt icin yapiliyor. hic gitmeyen biri bile hakkinda kotu yorum yapabiliyor. ha merkeze biraz uzak ama hayatinizi o semtte kuracaksaniz merkezde isiniz olmaz. kalkip kadikoyden esenturta tasinsan yapma derdim. ama izmirin neresindesin nasil bir hayatin var bilmiyoruz.

Bence de abartiliyor.
istanbul'da araban yoksa zaten artik guvenligin yok.

Bagcilar ve esenyurt geyigi bitmedi.
hele belediyecilikte ve guvenlikte bagcilar kadikoyu tokatlar.
Adamlar ters yonden girme diye her sokaga lastik patlatan tuzak koyuyor. En ufak sikayetini cozuyor.
Ben kadikoy belediyesine istek acinca cozum bulabildigim sikayetim sifir.

Daha bu ay kadikoy'de sokaga iseyeni uyardi diye dayak yedi adam.

Esenyurt'da duzgun bir sitede kaliyorsan sikinti olmaz.
Ama araban olacak cunku istanbul guvemli degil.
Artik izmir'in de guvenli oldugunu sanmiyorum.

esenyurt'ta tam olarak nerde bilmiyorum ama ben beylikdüzü tarafına bakmanızı tavsiye ederim.

ahahah güldüm yukarıda yazılalara ama bazı kısımlara hak verdim ben esenyurtta yaşıyorum öncelikle esenyurtun neresi diye sormalıyım iş nerede tutacağın ev nerede bunlara göre cevaplar şekil alır.

esenyurt'un bana göre en yaşanacak yerinde yaşıyorum. çok güzel süper öyle lüks vb olarak anlaşılmasın tabi (ben ekonomik bir sitede oturuyorum, buranın sakinleri yüksek oranda emniyet ve belediye personeli onun dışında normal düşük gelirli halk) esenyurt'ta bile lüks sayılabilecek siteler de var bu arada.

mesela otobüslere bindiğimiz durakta genelde oturarak gidebiliyorsunuz. 1 durak sonra ayakta gidiliyor, 2 durak sonra hiç binilmiyor, aynı şey inerken de geçerli

site içinde oturuyorum, dışardan elini kolunu sallayanı sokmuyolar, sitenin güvenliği oldukça iyi, her tarafta güvenlik kameraları var ama çocuk gürültüsü çok oluyor, sitede suriyeliler de var az da olsalar..

etrafında ilköğretim okulu, sağlık ocağı, a101, bim, şok, tekel bayii, yerel market, eczane ve biraz yukarısında avm var.

beylikdüzü vb gibi yerlere göre sanıyorum ki kirası ciddi şekilde fark yapar.

şimdi bu civarın dışında özellikle gece pek ara sokaklara girmedim, girdiğim yeler gayet normal mahalle arasıydı ha birbirini kılıçla kovalayan suriyeliler de varmış esenyurtta haberlerde görmüştüm.

yenikentten belediye kadar çok gittiğim oldu, son derece işlek, neredeyse bakırköy meydanı ayarında bi yer, onun alt sokaklarına da çok girdim çok derinlere girmemek kaydıyla orada da bişey görmedim ama sanıyorum ki bu hep haberlere çıkan kavgalar dövüşler olaylar falan olan da bir yeri vardır.

zaten ben kalkıp da gezmeye esenyurta çıkmam, cafe mafe ararsan heryerde var da onun dışında yapılacak bişey yok esenyurtta, istanbul uzak haliyle tabi, taksime tek otobüs var 1.5 saat çeker.

sabah saat 6 da bile yol kenarlarında, otobüs duraklarında işe gitmek için bekleyen çok sayıda insan görüyorum. öyle çok tekinsiz diyemem bu civar için ama genel olarak türkiye zaten tekinsiz.

aracınız olmadığını ve işinizin yakın olduğunu ekonomik şartlarda kimse karışmasın etmesin işe ev yapayım diye düşünürseniz evet ihtiyacınızı karşılar ama burasını istanbul olarak düşünmeyin istanbula en az 1 saat otobüs mesafesinde. öyle çok gezip tozabileceğiniz bi yer değil :) ev iş, işte ara sıra hafta sonları kaçamak genelde evcimen bi yaşam istiyorsanız size uyar.

hani istanbulu gezeyim tozayım derseniz bence işe değil gezmek istediğiniz yerlere yakın olsun veya en azından metrobüs hattına yakın olsun.

size mesaj attım, eğer bilgi almak isterseniz yazın.

burada yaşamayan arkadaşların yazdığı cevapları da abes buluyorum şaka maka 4 senedir buradayım.

Bir insan satış işinden memnun değilse ya iyi satıyor ama çalıştığı şirket hakkını sömürüyordur ya da satamiyor ve eksiklerini kapatmıyordur.
Bu meslekle ilgili bir kaç şey var:
- sattığın şey dürüst olmana engel olmayacak (hileli hurdalı olmayacak)
- sattığın malı ya da hizmeti olabildiğince öğrenip bilgi sahibi olacaksın.
- her hedef döneminin ertesi sabahı 0'dan başlamak zorunda olduğunu ve hep daha iyisini yapman gerektiğini unutmayacaksın.

Bu durumda satış dünyanın en keyifli mesleği olur.
Neredeyse 10 yıl olacak işe giderken of demeyeli. Bu işe girenlerin %80 i ilk yılda işi bırakırlar ama ilk yıl işten çıkmayanların %80 i de uzun yıllar bu işi yapar ve beyaz yakalı ofis çalışanlarının hayalleri kadar para kazanabilirler.

Satamazsan baskı olur.
Satamazsan araç kullanmak yorar. Katlanılmaz olur.
Büyük satış çok matah bir şey değildi. Sürekli satış iyidir.
Her sabah takım elbise giyinmek , ya da derli toplu giyinmek diyelim, saç ve sakalın düzenli olması, her Allah'ın günü iletişim kurduğun müşterine olan saygını ve özenini gösterir.
Günde kaç ziyaret sorusu da ne sattığına nerede sattığına göre değişir ama verimli bir müşteri ziyareti 15 dakika civarıdır,maksimum 30 dakikayı geçmemek gerekir.
Daha yazacak da çok şey var ama başa dönüp tekerlemesi soyleyim: işi seversen iyi satarsın, iyi satarsan işi seversin ve iyi kazanırsın. Tersi olursa da kazanamaz baskı yer istifa edersin. Bunlara neyin sebep olduğu da detaydır ve önemsizdir. ya olur ya olmaz.

bizim ürün sektörün Mercedes’i hatta Ferrarisi, mal kendini satıyor. Bizim satışçılar o yüzden çok rahatlar, takım giymez, sürekli müşteri gezmez ama gezdiğinde %95 işi alır, çünkü müşteriye reddedemeyeceği bir teklif yapıyoruz.

Bizde satış önemli, bonusu etkiliyor, 5-10 maaşa kadar prim alıyorlar. Bir de cross-selling, çapraz satış önemli.

Araçları C-D segmenti, çoğunlukla kişisel gezi için kullanıyorlar.

satış mühendisi ile satışçı farklı şeyler. satışçı, satış temsilcisi vs sahada malı satmak üzere bağlantı kuran kişi oluyor. satış mühendisi de, satışçının ürünü satması için gerekli olan teknik uzmanlığı sahada anlatan, uygulayan kişi. yani bir laptop alırken fiyat pazarlığını satış temsilcisi ile yaparsın ama teknik özellikleri sana satış mühendisi anlatır.

bunun dışında tum haklari saklidir güzel anlatmış. satış stresli, zor ve herkese göre olmayan bir meslek. baskı çok yüksek, insan ilişkilerin çok iyi olmak zorunda, tabiri caizse kalın derili olman lazım, müthiş bir empati kabiliyetin ve stres yönetimin olması gerekiyor, çok dedike ve konsantre olman gerekiyor ve gerçekten reddedilmeyi çok iyi kaldırabilmen lazım. satışta hiç bir başarı kalıcı değil, 1-3-6 aylık periyotlarda ne kadar başarılı olursan ol tekrardan sıfıra dönüyorsun, o yüzden burnout'un en çok yaşandığı iş kollarından biri. ancak herhangi sektörde en çok para kazanacağın alan da işinde iyiysen her zaman satış olacaktır, bu da farklı bir konu.

Satış çok geniş bir iş kolu.

Her sabah takım elbise giyip mesai saati başlangıcında kontak çevirmek zorunda olan bunu takip eden şirketler de var. Arabada takip cihazı olmayan şirketler de var.

Bazı yerler günde 5 ziyaret ister, bazı yer 3. Bazısı sadece ciroya bakar bazısı müşteri sayısını da hesaba katar.

Tam olarak hangi sektörler ilgilendiğini söylersen daha iyi dönüşler alabilirsin.

Satışı becerebilen ve mutsuz olan insan görmedim ben.

Şehir olarak değerlendirirsek Sivas diğerlerinden daha gelişmiş. Aynı zamanda üniversite daha eski. O daha mantıklı olabilir.

Yetersiz bilgi ile karşılaştırma yapamayız ki.
Hangi unvan ile gideceksiniz?
Memleketiniz neresi?
Laboratuvar ihtiyacı olan bir bölümde misiniz?
Yaşadığınız şehirde deniz olup olmaması sizin için önemli mi?
Gibi gibi..

Anonimlik daha önemli olduğu için ayrıntı vermek istemedim.

ısparta kesinlikle

bölüme bağlı, ısparta ile sivas arasında kalırdım ben.

Isparta net.

Valla şehire göre Bartın, üniversiteye göre Cumhuriyet derdim.

Bartın tabi ki.

Sivas'ta ve Isparta'da yaşadım. Okulun detayını bölümü vs bilmeden bilmek zor ama Isparta yaşamak için tercih edilebilecek bir şehirdir. Cemaat vs durumları çoktur. Meslek hayatınızı etkiler mi onu da düşünmek lazım.

Bu üniversitelerin hepsi eğitim ve araştırma imkanları açısından birbirine benzer. Şehir olarak da Bartın güzel bence.

üniversiteleri bilmem ama ısparta yaşam için ideal.

koltukları yıkatmak bunu azaltır.

koltuklar + tavan dosemesi temizligi. bir de aracin icine eger seviyorsaniz su mango vb. kokular var onlardan alin birakin. bir sure sonra onun kokusu siniyor ortaliga :)

1. detayli ic temizlik yaptir.
2. küllük varsa icini temizle ve vanilya doldur. agzini da acik birak. arada sallayip yeniden kokmasini sagla. bir süre sonra koku azalacaktir.

Arabanın içine bomba koyup patlatabilirsin.

youtu.be

ozon temizligi yapilabilir.

Evet takılıyor. Fiyatı da uygun bildiğim kadarıyla epey.

Kamera için multimedya sistemi varsa ona eklenti oluyor. O olmazsa aynaya ekran takılıyor. Oradan görüyorsun. Park sensörü çok basit bir şey zaten. Tüm oto elektrikçiler takar 15-20 dakkada.

Sıfır araç alıyorsan, aldığın yerden fiyat iste, pazarlık et, hediye olarak iste ama mümkünse oraya yaptır ve arabayı almadan takıp öyle almaya bak. Kafan rahat olur.

Sitenin yönetim paneline hosting panelden mi erişiyorsun yoksa siteadi.com/administrator gibi kendi dizini altında yer alan bir yönetim paneli mi var?

Bir de natro kullanımı çok rahat bir panel sunmuyor. Ben MX ve A kayıtlarını yapmak için destek hattını arıyorum sürekli. Bir sitenin e-mail tabanını Exchange'e taşıyalım dedik. Saatlerce uğraştırdı. Altı üstü iki tane kayıt gireceksin siteye ama olmuyor. Bir şekilde hatalı giriliyor ya da hiç girilmiyor. En sonunda çıldırdım, destek hattını aradım. Bize excel olarak atın kayıtları biz girelim diyorlar. Böyle iş olmaz.

Bir ara dreamhost kullanmıştım. Sunucuları yavaştı o dönem (2008-2012 arası gibi). Şimdi nasıldır bilmiyorum ama sınırsız hosting alanı, sınırsız trafik ve sınırsız domain kaydı yapabiliyorsun. Fiyatı da oldukça uygundu (döviz üzerinden olduğu için şimdi o kadar da hesaplı olmayabilir). Paneli de kesinlikle çok basit ve kullanışlı. Natro'nun sunucuları da aşırı yavaş bu arada. Dreamhost'tan bile yavaş olabilir. Natro'nun iyi yanı bir telefonla işini hallettirebileceğin yerli ve milli destek hattı var.

Duyurunu sadece sözlük yazarları görebiliyor sanırım. O yüzden fazla cevap gelmeyecektir.
Yapman gereken 2 şey var. Sana en kestirme haliyle anlatayım.
Sitenin ismini kendi adına almadıysan, "domain transferi" nasıl yapılır konusunu araştırabilirsin.
Sitenin dosyalarını taşımak için yani aynı tasarımı yeni satın alacağın yerde kullanmak için ise çok kendini zorlama, hata yapma riskin de çok olur. Hosting paketi satın almadan, satın alacağın siteye ulaşıp taşıma işlemini onların yapmasını işte. Biraz ısrar edersen bir çok firma yardımcı olur.

@tum haklari saklidir'a ek olarak, mümkünse natro değil de daha orta seviye ama iyi bir hosting seç. Yani çok kurumsal değil de telefonla maille daha rahat ulaşıp işini çözebileceğin bir yer olursa taşımayı da yaparlar, "şunu nasıl yaparım" dediğinde de yol gösterebilirler vs.

site aynı şekilde taşınırsa sen yine motocms arayüzünden düzenlemeye devam edersin senin için bir şey değişmez. Maile nereden erişiyordun bilmiyorum onun taşınması gerekebilir (mesela ben hostingin kendi panelini kullanırken maillerim spam'e düşüyordu bu yüzden yandex'e taşımıştım)

@himmetdayı
siteadi.com/administrator şeklinde erişiyorum.

Cevap veren 3 arkadaşa da teşekkür ederim ancak o kadar yabancıymışım ki bu konulara, cevaplardan pek bir şey anlamadım malesef. Bunu ücreti karşılığında danışıp, yaptırabileceğim bir yer yok mudur?

- Yıldız taraflarındaysan Çağdaş Market, Nişantaşı Pazarı yanındaki. (Her Çağdaş'ta balık yok)
- Metro Marketler

Metro market bulabiliyorsanız en makul orası

araban varsa basın ekspres caddesinin sağında solunda bütün markaların outletlerini bulursun. tek seferde nokta atışı dersen, 212 avm'nin karşısında Defactonun büyük outleti var, onun hemen arkasında Süvari var, fiyat performans olarak iyidir.

Çobançeşmede Kuyumcukent'in yanında Kiğılı outleti var orası da güzel. daha çok seçenek olsun dersen, klasik giyim için Star City AVM'yi de tavsiye ederim.

Genel cerrah.

roll on - deodorant vs değiştirmişseniz ya da çok terlediyseniz bunlar varken olabiliyor. bir kaç gün kullanmayın haftasonu en azından. geçmezse doktora gidin.

yıllar önce tüy dökücü kullandığımda bende de olmuştu. bıraktım geçti.

Aklima ilk räucherkäse, sauermilchkäse, brie, gouda (gerci bunu migrosta gormustum ama burdakini tatmadim hic) geldi. Quark da var ama o gelmez :D

Türkiyede aslında hemen hemen çoğu peyniri bulabilirsiniz, özel şarküterileri geçin, istanbuldaki carrefour gurmeler bile artık envai çeşit peynir barındırıyor. Ama avrupadan gelen peynirler hem lezzetli hem de ucuz. O yüzden gelecek kişi mahallesindeki lidl'e gitsin, peynir bölümünden emmental, gouda, brie vs. 7-8 çeşit peynir alsın çıksın. Afiyet olsun.

Kesinlikle boursin! Aslinda fransiz peyniri ama siz gordugum kadariyla alman peyniri degil yurt disi peyniri soruyorsunuz. ingilterede her markette var, almanyada da vardir diye dusunuyorum. Turkiyede hic gormemistim. Pahali bir peynir de degil, ama cok guzel. Ozellikle garlic herbs tavsiyemdir.

www.boursin.co.uk

İsim olarak her peynir var bizde isimleri de yabancı güzel ambalajlı filan ama ambalajı okuyunca üretim yerleri Eyüp Bayrampaşa Kemerburgaz filan çıkıyor. Afyondaki ineğin sütüyle Kars gravyeri ne kadar olur tartışılır.

tamamen duzensiz ve rastgele alisveris yapan biriyim kendimi tenzih ederim ama Bence kampaya takip etmekle olur. Bazen migros avantajli bazen bime urun gelmesi avantajli olabiliyo biraz hangi marka urunler kullandiginizla ilgili o ucuz alisveris idfiasindaki markalarda. bi carrefour uygun gelmiyo gozume ya cok nadir yani

Kampanya+internet.

Mesela amazonda falan temizlik ürünlerinde güzel indirimler olabiliyor.(şampuan, bulaşık makinesi tableti, çamaşır deterjanı) gibi gibi.

Gıda için de market kataloğu bakmak şart. Bozulmayacak bir şeyse 3-4 tane alınıp stok yapılabilir (evde saklama alanı, kiler varsa)

İstanbul'da anpa gros açık ara en ucuzu. Sadece paketli ürün alır ve sktleri kontrol ederseniz epey kar edersiniz.

ankara'da gross marketlere gidiyorum. hem bol çeşit oluyor hem de en ucuz fiyatlara sahipler. bim-a101'de belirli ürün gruplarında sadece kendi markalarını satıyorlar. çok acil alacaklarım olmadıkça pek uğramam ikisine de.

evimin yakınında bim-a101 var eğer migros kampanya yapmamışsa a101 her zaman tercihim oluyor.

Migros'un kampanyalarını sanalmarket üzerinden takip ederek alışveriş yapıyorum. Money kampanyaları, gördüğüne inan ve diğer indirimli ürünler ile epey kar ediyoruz. Bir alışverişte 100 TL indirim, 30 TL money kullandığım oluyor, 420 TL'lik alışveriş 290 TL'ye geldi mesela geçenlerde. Uygulamada yıl sonunda ne kadar indirim/money kullandığınızı gösteriyor, geçen sene 1400 TL civarıydı bende mesela. Gidip fiziki alışveriş yapsam bu kadar takip edemem ama uygulama üzerinden kolay oluyor.

hepsinin vikipedi sayfaları, ekşi başlıklarının şukela modunda ounması vs. işini görür.
felsefeyle ilgili olanlar için sofienin dünyası diye bir kitap var. ondan başlayabilirsin.

Siyasi düşünceler tarihi diye bir dersimiz vardı bizim, orada bu herifleri okuttular bize. Öyle bir kitap başlığı aratabilirsiniz.

auzefkitap.istanbul.edu.tr
ders içeriği bu muydu?
yaklaşık 400 sayfa ders kitabı :(

Yok daha farklı kitaplar vardır d&r da falan.

Scott Gordon’un Sosyal Bilimler Tarihi ve Felsefesi isimli kitabı var Küre’den çıkan. Sanırım tam aradığınız kitap.

ingilizce biliyorsan oxford un a very short introduction serisi var, libgen'den indireiblirsin.

Hayır. Dondurulmus ürün tekrar dondurulamaz.

Peki bu baliklar Norveç ten gelirken dondurulmuyor mu acaba, biz donmamış şekilde nasıl aliyoruz.

Çözülmüş ürün yeniden dondurulmaz, siz donmamış şekilde aldıysanız, zaten saklama koşulu +4 derece olabilir ve Türkiye'ye de +4 derecede gelmiştir. Veya son paketleme işlemi TR'de yapılmıştır.

Sonuç olarak, çözen gıdaların yeniden dondurulması özellikle etlerde oldukça risklidir.

bence veriyorlardır, vermeseler o kadar stres, yük, azar çekilmez. kadrolu işçi gibiler haftanın 5 günü.

Bence de veriyorlardır. MasterChef dizilerden bile uzun sürüyor.

Rating getiren adama verilir. Şimdi masterchef ı bilmiyorum. Bildiklerinden bahsedeyim. Evlilik programı solmaz ve Hanife alıyordu. Ümit vardı o da alıyordu. Bi yarışma programı vardı çok kısa sürdü. Mesela o programda kimin birinci olacağını kanal bize söylemişti.

tabii ki alıyorlar. survivor gibi, o yüzden insanlar bir hafta daha kalmak için canlarını dişlerine takıyorlar çünkü ödemeler büyük ihtimalle haftalık.
sık sık yarışmacılar tişört, kot için iddiaya giriyor mesela. yeni gelen biri de iddiaya girmek istedi sen daha yeni geldin dediler (henüz parası yok)

Bencelik bir durum bile değil. Hepsinin en az ortalamanin üzerinde bir maaşı var. Zaten bedava durmaları yasal da değil.

tabii ki de para aliyorlar

Yukarıda verilmiş cevaplar maaş konusunda.
Büyük ödül konusu biraz farklı, hem fenomen çıkarmış oluyor yarışma, yani bir nevi ünlü oluyorsunuz, bunun yanında geçen senelerde en başarılılar şeflerin yurtdışı restoranlarında işe alındılar galiba, yani kariyerlerinde baya imkan sağlamış oluyor başarılıları ki önceden elenenlerin bir çoğu bile buradaki ünleriyle restoran açıp iş yapıyor sayılır.

kv

Breaking Bad

unbreakable kimmy schmidt

Community

OZ.
Hazır 1080p'si de çıkmışken.

Avrupa yakasi

seinfeld

six feet under'ı siz yazmışsınız o yüzden the sopranos

her telden çalması gerektiği için simpsons.

The missing

The Good Place ya da Atpyical

Friends

Lost

lost.
dünya dizi tarihini değiştirmiş, günümüzdeki uluslararası dizi izleme kültürünü yerleştirmiştir.

Happyish

Oz

Rome

Kesinlikle 24

önerim Battlestar Galactica olurdu.

kendime tek dizi seçecek olsam The Simpsons seçerdim(bir ömürlük seri).

this is us

bu soruya cevabım her zaman LOST olur.
neyse ki hakkını veren 1-2 kişi daha olmuş cevaplarda sevindim.

bu dizi koca bir sektörde devrim yapmıştır ve bir mihenk taşıdır. şu an izlediğimiz dizilerin çoğuna ve ardından gelmiş geçmiş iz bırakmış birçok diziye yön vermiş bir yapımdır. tv sektörünün seyrini, gidişatını, yönünü, her şeyini değiştirmiş bir dönüm noktasıdır.

the office

Kv+1

Black Sails.

Futurama:D

lilyhammer

Dexta'

breaking bAD

six feet under

Oz, Rome, The Office, Breaking Bad

maalesef, bunlar mahşerin dört atlısı..

Kabız.

ıkınmaktan patlatırsın.

Mideyi eline alırsın kısa sürede. O kadar baharata dayanmaz.

Çiğköfteden bıkarsın.

Şekerle ilgili hastaliklarin da olur.
Bulgurdan çok şeker vardır o hazırlarda.

Hiçbir şey olmaz.

Selülit

Vileda sopası gibi kabız

Benim bi arkadasim yapmisti bunu. Ki kendisi ilk cifkoftecilikte subecilik isinin fikirbabasidir. Onun fikriyle basladi her sey. Iki aya yakin oglen ve aksam sadece cig kofte yemisti. Ciddi bir mide kanamasi gecirdi. Ucuz yirtti.

Yemeklerin yanında ayran içiyorum. Arada bir kendimi ödüllendirmek için de kola.

Su, kahve, çay. Soğuk seviyorsanız hepsinin soğuk versiyonları da var. Çayın bile 150 çeşidi var ya, hepsini deneyip sıkılana kadar baya vakit geçer.

Valla ben de aynı dertten muzdaribim.

Kefir, şalgam, ayran üçlüsüyle takılıyorum. Ama bunlar da ne kadar sağlıklı muamma. Sonuçta fabrika ürünleri. Ama diğerlerinden iyidir.

diyet kola, malt bira ve vodkadan devam hocam.

Soda-limon tabi. Tuz eklemek sana kalmış.

50 kilo vişne koyduk dondurucuya, sade sodayla karıştırıp içiyoruz.

su?
su haricinde bişey içmeye ihtiyacın yok, o yüzden ne içersen iç "gereksiz" bir şeyler tüketmiş olacaksın. ya su haricindeki sıvı tüketimini azaltacaksın ve ne istiyorsan içeceksin, ya da sıvı tüketimini azaltamıyorsan totalde en az zararı hangisi veriyor onu hesaplayıp içeceksin.

ben yemek yeme esnası haricinde su hariç hiçbir şey içmezdim eskiden, gereksiz gelirdi. (alkol hariç ama dediğin gibi onun farklı bir klasmanı var)
sonradan kahvenin getireceği açlığı bastırma hissine ihtiyaç duyup kahveye başladım, 3 senedir içiyorum. o da her gün değil, günde maks 70 cl. tabii şeker ve süt olmadan, bu haliyle olabilecek en az zararlı hale geliyor.

maden suyu + su haricinde her şey gereksiz ki zaten.

Buz gibi şalgam -ama tuzdan gidebilirsin.
Latte iç. Yapması zor değildir herhalde.

Meyvenin kendi sekeri de zararliysa intihar edelim daha iyi

Kendi yapacaginiz soguk cay
Ayran
Limonlu soda/su (haziri degil ama)

Hicbir seysiz su/soda
Su/sodada meyve infuse edebilirsin (nasil denir bilemedim, 1-2 dilim meyve, nane vs icine atip bir sure bekletiyorsunuz, tadini veriyor ama oyle cok sekerli bisi olmuyo)

millet hergun litreyle kola içiyor meyve suyu içelim dedim katı meyve sıkacağıyla değişik şeyler deniyorum hem eglenceli hem lezzetli ama kola içsem daha iyiymiş ozaman?

Ayran
Soda-limon-tuz
Evde kendim şekersiz yaptığım erik veya kayısı marmelatının sulandırılmışı

su, maden suyu, kahve ve çay dışında birşey tüketmiyorum. taze sıkma meyve suyu arada bir olabilir.

kola,fanta, meyze suyu, ice tea vs... hepsi koruyu+boya+aroma türü kimyasal karışımlar.

Normal kola ile şekersiz kolanın arasında farkın olduğunu sanmıyorum. Şekersiz kola içeceğinize direkt normal kola için.

Alkol ile arası olmayan biri olarak ara ara alkolsüz bira içiyorum. Güzel oluyor. Tavsiye ederim.

Hicbir seysiz soda +1

Bitki cayi. + yukardaki oneriler

Kombucha. hayret kimse yazmamis Tr'de populer diil galiba.

Su
Rezene çayı
Papatya çayı
Doğal kefir
Maden suyu

bizim zamanımızda (dinazorlardan hemen sonra) farklı kılmak diye bir şey yoktu.
okurken alanımıza ait yerlerde çalıştık. ailemize yük olmadık, kendi paramızı kazandık.

Deli gbi öğrenci kuluplerınde ve STK larda gönüllü olarak çalışmıştım, iyi ki de çalışmışım. Bitireli 10 yıl oldu hala ekmeğini yiyorum.

üni'deki tüm marjinal işlerimi bi kenara bırakcak olursak, toplamda 5 farklı staj yapmış olmam olabilir.

not: endüstri müh.

staj yapıp neyi yapabilirim, neye yatkınlığım var neyden hoşlanıyorum bunu erken öğrendim.

Senin kastettiğini doğru anladım mı bilmiyorum. Bizde(möhendislik) dil ve program öğrenme, erasmus yapma, büyük şirketlerde stajlar ayarlayabilmek gibi olanaklar vardı(ben iyi staj konusunda pişmanım sadece, onu önemsemedim). Bunların dışında marjinal hamle yapan sadece bir eleman vardı. Henüz öğrenciyken iyi bir network oluşturdu. Odalara gider, fabrika gezileri ayarlar, projelere falan dahildir hep. Mezuniyet sonrasında iş arama sürecine bile girmemiştir diye düşünüyorum.

Şehirdeki tüm hackathon'lara katıldım 2-3 yıl boyunca. Hem inanılmaz çevre yaptım, hem de baya iyi pratik oldu. Şimdi de katılmak istiyorum aslında ama artık 2-3 gün uykusuz kalıp kod yazamıyorum :)

Okulu bırakmıştım...

bölümün öğrenci kulübü başkanlığına seçildim. bir işe de yaramadı.

Hiçbir şey yapmadım. Sadece bölümüm İngilizceydi. Hazırlıkta iyi kötü öğrenip, bir şey yapmadan üniversite bitti.

Şimdi ise kafamı duvarlara vuruyorum.

Böyle hissettiğim çok olmuştu. Sonunda gördüm ki, yapmak istediklerimi hedeflemiyor, hedeflediklerimi yapmak istemiyordum.
Çalışma hayatı gerçekten yorucu oluyor ve ekstra motivasyonun olmadığı hedefler için ikinci kez yorulamiyor insan.

kendini tanımlayıp, doğru sorular sormaya başlayınca insan... bir dönem sonra dönüşüm, değişim başlıyor.
kendi devrimini yaparsın sen. :-)

bence bazı insanlar ne istediğinden hayatı boyunca emin olamıyor. kendimden biliyorum:) 36 yaşında evli barklı adamım işim gücüm yerinde vs. hâlâ "ulan acaba çoluğu çocuğu bırakıp taylanda yerleşip muay thai mi öğrensem" diyorum. 36, evet. (otuz altı)